Ana Sayfa Veysel Güney Kimdir? Basından Belgeler
SİZİN VEYSEL Videolar İmza Kampanyası İletişim
Önceki Sayfa Sonraki Sayfa

Veysel Güney'in ablası 12 Eylül davasına müdahil


SKY TÜRK 360

12 Eylül döneminde idam edilen Veysel Güney'in ablası Meral Karakuş, davaya müdahil olma talebiyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe verdi.






















12 Eylül döneminde idam edilen Veysel Güney'in ablası, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davaya müdahil olma talebiyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe verdi.

Güney'in ablası Meral Karakuş'un müdahil olma talebini içeren dilekçesi, Devrimci 78'liler Federasyonu avukatlarınca Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu.

Dilekçede, Veysel Güney'in çok kısa, göstermelik bir yargılama ile idam edildiği, mezarının nerede olduğunun bilinmediği belirtildi.

Ceza Muhakemesi Kanunu ve uluslararası kanunlara atıfta bulunulan dilekçede, "Suçtan zarar görme kavramının yalnızca menfaat ilişkisine indirgenmemesi gerekmektedir. Temel hak ve hürriyetlerin açık ihlali dolayısıyla, başta yaşam hakkı olmak üzere, temel hakların ihlalinin önlenmesi doğrultusunda çalışma yapan kurumlar, hatta fiil ve soruşturmanın yürütülüş şekli nedeniyle toplumdaki her birey suçtan zarar görendir ve faillerin yargılanmasında aktif ve etkin bir rol oynamayı isteme hakkı verdir" ifadesi kullanıldı.

İddia makamının mağdurun haklarını yeterince savunamadığı ifade edilen dilekçede, davaya katılım talebinde bulunuldu.


Veysel Güney

Veysel Güney, Devrimci Yol'un İskenderun sorumlusuydu. 12 Eylül askeri darbesinden sonra Gaziantep'e geçen Güney, burada polis baskını ile yaralı olarak yakalanmıştı.

Sıkı yönetim mahkemesinde yargılanan Güney'in dosyası, yargılamanın hızlanması için Gaziantep Devrimci Yol davasından ayrıldı. Sürekli hücrede tutulan Güney'in hiçbir yakınıyla görüşmesine izin verilmedi, mektuplarına el konuldu.

"Bir teğmenin ölümüne neden olduğu" iddiasıyla yargılandığı ve avukat tutmasına dahi izin verilmeyen davanın sonucunda, mahkemeden TCK’nun 450/9 maddesinin ihlali suçundan idam cezası çıktı. İnfazı 10 Haziran 1981 tarihinde saat 03:00’de Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde gerçekleşti. İnfazı gerçekleştiğinde Veysel Güney 24 yaşındaydı.

Güney'in polis sorgusunun ardından adli soruşturma için ifadesini alan ve daha sonra da idam cezasının infazında bulunan savcı Mete Göktürk, 25 yıl sonra yayınladığı "Adaleti Gördünüz mü?" adlı kitabında, Veysel Güney'in silah kullandığına dair hiçbir kanıt olmadığını anlatıyordu.

İdamının ardından Veysel Güney'in cenazesi ailesine teslim edilmeyerek bilinmeyen bir yere defnedildi. Ailesi o günden beri yaptıkları tüm başvurularına rağmen Veysel Güney'in mezarının yerini öğrenemedi. Bugün hala Veysel Güney'in mezarının nerede olduğu bilinmiyor.

Veysel Güney, idam edilmeden önce babasına yazdığı mektupta ailesine son kez şöyle seslenmişti;

"Değerli babacığım ve tüm dostlarım,
Ben hiçbir şahsi çıkarımı gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın kurtuluşu için doğru bildiğim yolda inanarak mücadele ettim. Benim kalbim insan sevgisi ile doludur.
Ben kimseyi öldürmedim, suçsuzum.
Mahkeme sonuçlanmadan karar verildi. Onlara göre suçlu olabilirim. Çünkü onlar ülkeyi yabancılara peşkeş çeken ve onlarla bir avuç işbirlikçi mutlu azınlık işbirliği yapmaktadırlar. Halkıma ise zam, işkence ve ölüm reva görünmektedir. İşte ben buna insan olarak karşı geldiğim için onlara göre suçluyum. Ama boşuna, çünkü insanın kafasındaki düşünceyi yok etmedikten sonra işkence ve idamla bir yere varamıyacakları açık.
Babacığım, ben ölüme seve seve gidiyorum. Bir namussuzluk ve bir şerefsizlik yapmadım. Onun için üzülmeniz gerekmez. Benim binlerce annem babam olduğu gibi sizin de binlerce oğlunuz var. Göndermiş olduğunuz mektupları bugün verdikleri için cevabını yazamadım. İmam ve Sultan’dan da mektup aldım. Ayrıca Sultan'ın gönderdiği çamaşırları da aldım.
Tüm dostlardan memnunum ve saygılarımı sunar, mutlu yarınların halkımın olmasını dilerim.

Sizin Veysel"
 

VEYSEL GÜNEY'İ ARIYORUZ!
Mersin 78'liler Derneği